Müslüman, her işte Allâhü Teâlâ’yı zikretmeli, ona hamdetmeli ve verdiği nimetlere şükretmelidir. Her nimeti yaratan ve rızkımızı veren Cenâb-ı Hakk’a şükrümüzü arz etmek, lüzumlu bir vazifedir. Bu sebeple yemeğe başlarken Besmele çekmeli, yemeğin başında Besmele unutulursa da hatırlandığı zaman “Bismillâhi evvelehû ve âhirahû” denmelidir. Yemeğin sonunda da yemek duası okunmalı, bilmeyenler hiç olmazsa “Elhamdülillâh” diyerek sofradan kalkmalıdır. Yemeği, Allâhü Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmeye ve bedenin sağlıklı olmasına niyet ederek yemek lâzımdır.
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
- Ana Sayfa
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- Kabe'nin yapılışında ki taşlar,
- İSLAMİ YER MEKAN DAĞ MAĞARA FOTO
- Farz-ı ayn
- Umumi Meseleler Manevi Meseleler İtikadî Meseleler Rızık Meseleleri Güncel Meseleler Fıkhi Meseleler Şahsi Meseleler Eser Meseleleri Site Meseleleri Tarihi Meseleler
- Muhtasar İlmihal
- Halis ECE Hoca Efendi
- “Asıl olan söz dili değil, hal dilidir, konuşmaktan çok yaşamaktır. İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi yaşamaktır…"
3 Mayıs 2022 Salı
İHSAN EDİLEN NİMETE ŞÜKRETMEK LÂZIMDIR
Yemeğe Besmele-i şerîfe ile başlamak ve bir dua ile bitirmek, Asr-ı Saâdet’ten beri devam edegelen bir sünnettir. Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yemekten sonra, “Elhamdü lillâhillezî et’amenâ ve sekânâ…” duasını okurlardı. Bu yapılan dua, Allâhü Teâlâ’nın bahşettiği nimetlerin, vücudumuza faydalı olmasını ve yenilen yemek gibi rızıkların tekrar ihsan buyurulmasını niyâz ve temennidir. Bu sûretle Allâhü Teâlâ’ya şükredilmiş olur.
Eskiden beri, aile büyüğü sofrada sesli bir şekilde Besmele çekerek yemeğe başlar. Aile büyüğünün bu hareketi, aile ferdlerinden bu sünnet-i seniyyeyi unutanlar için bir hatırlatma olur, onlar da Besmele ile başlarlar. Yemeğin sonunda da dua edilip, Allâh’a şükredilip kalkılır. Ziyafetler ise uzun bir dua ile sona erdirilirdi.
Dînî vazifelerine bağlı olup her vesile ile Allâhü Teâlâ’nın bahşettiği nimete şükredici olan mütevazı kazanç sahiplerinin kazançlarında günden güne genişlik, maîşetlerinde bereket hâsıl olduğu, dâima görülen ve bilinen bir hakikattir.
Diğer taraftan, elindeki servetin nereden geldiğini, kimin verdiğini hatırlamayan gaflet ehli kimselerin, umulmadık ziyanlarla, muazzam servetlerinin mahvolduğu, yok olduğu da meşhurdur. Bu sebeple Allâhü Teâlâ’nın ihsan buyurduğu her nimet için şükretmek ve bunu terk etmemek lâzımdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
*EVLADA KUR’AN-I KERİM OKUTMANIN SEVABI* Bir gün biri Rasulallah’a sordu: -Ya Rasulallah! Bir kimse çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretse ya da öğrettirse, onun sevabı nedir? Rasulallah (s.a.v):
*EVLADA KUR’AN-I KERİM OKUTMANIN SEVABI* Bir gün biri Rasulallah’a sordu: -Ya Rasulallah! Bir kimse çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretse ya da ...
-
SÜRMELİ GÖZLER Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz bir hadis-i şerif de Yatacağınız zaman gözünüze ismit sürmesi sürün bu...
-
Sırat köprüsünden geçerken 7 yerde 7 soru Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Sırat köprüsünde her Müslümana, imandan, nam...
-
Bir gün Hz Ali Efendimiz (r.a) ashab-ı suffe için teberru yaparken, bir evin kapısını çalıyor kapıya yaşlı bir kadın Sahabiye çıkıyor. Hz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder