Ebû Cehil'in oğlusun, adın İkrime!
21 yıl islamla savaşmışsın.
Allah Resûlü'nü "Oğlundan çektiğimi babasından çekmedim" dedirtecek kadar cok üzmüşsün...
Hicret gecesi Allah Resûlünü öldürmek için kapısının önünde kılıcıyla bekleyen 12 kişiden biri olmuşsun...
Mekke'nin fethedildiği gün bile kan dökmüş rahat durmamışsın... Bu yüzden Efendimiz'in hakkında ölüm fermanı çıkarttığı ve "Kabenin örtüsüne sarılmış da olsalar öldürün" dediği isimlerden biri olmuşsun...
İman etmemekte inat edip kaçmışsın...
Nihayetinde Hanımın seni iman etme konusunda ikna etmiş... Allahın Peygamberi senin, hanımınla huzuruna geldiğini haber alınca, yanındakilere "Hiç kimse babası hakkında kötü bir söz etmesin" diyecek kadar affedici olmuş.
Bütün malınla, enerjinle islamın karşısında mücadele etmişsin, ama Efendimizin huzurunda şehadet edip müslüman olunca bir söz vermiş ve demişsin ki; "Ya Resûlallah, bu güne kadar islamla ne kadar savaşmışsam, bu uğurda ne kadar gayret göstermişsem, ne kadar para harcamışsam, şimdi islam yolunda ve Allah için iki misli gayret gosterecek, iki misli harcayacağım."
Müşrik saflarında islamla savaşmış, çoğu sahabenin kardeşinin, babasının, evladının ölümüne sebep olmuşsun, ama işte müslüman olmuştun artık, mescidde herkes seninle kucaklaştı, omuz omuza namaz kıldılar, sonra onlarla birlikte savaşlara katıldın, yaralandın...
Ah İkrime, rahmete muhatap olmanın, affedilmenin eritici etkisiyle kayalardan sert kalbin yumuşamış ve âdeta içinden pınarlar çağlamaya başlamış ve en nihayetinde sen de şehit olmuşsun...
Şimdi bizlere affetmek ne kadar zor geliyor, bağışlamak, barışmak ne kadar zor geliyor. Sanki Muhammed ümmeti değiliz,
sanki o güzide ashabtan hiç nasibimiz yok.
Bağnaz bir nefsin haklılık iddiasıyla kimlere küsmedik ki, kimlerin üzerini çizmedik, kimlere burun kıvırmadık ki?..
Bırakın islam yolunda bir yüce gönüllük göstermeyi, nefsini çiğnemeyi ve Allah için helalleşmeyi;
üç beş kuruşluk geçici dünyalık için, birkaç kırıcı sözün karşılığı olarak bile anne babalara küstük, kardeşlere küstük, akrabaya küstük, komşuyla selamı kestik, yüzlerine bakmadık, üzerlerini çizdik...
Ah İkrime, sen affedilenlerden biri olmakla adının yanına "radiyallahu anh" ünvanını aldın, sonra da "şehit" yazıldı adının başına...
Ey kardeşlerim! Affedilen böylesine yükselirken, affedilmek cenneti kazanmaya vesile olurken; affedenin, hakkından vazgeçenin, helalleşenin makamı ne olur?
Varın siz düşünün!
Haydi helalleşelim!
Haydi Allah için bir adım atalım!
Haydi mükafatını ve karşılığını yalnızca Allah'tan bekleyerek bir kapı tıklatalım, bir telefon çaldıralım, bir tebessüm edelim!
Haydi, Peygamberimizin, İkrime'nin yanına geldiğini duyunca yanındakilere "Hiç kimse babası(ebu cehil) hakkında kötü bir söz etmesin" deyişini tekrar bir düşünelim!
Alnımız çatlarcasına düşünüp anlamaya çalışalım, zorlayalım kendimizi biraz!
/alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder