Peygamber Efendimiz, beytülmalin ehli olmayan kimselerce istimalinin neticesini, hadis-i şeriflerinde şöyle haber verirler: “Şüphesiz ki, haksız olarak Allah’ın malını kullanan kimseler, kıyamet gününde cehennemi hak ederler.”
Allah ve Rasülünün emir ve tavsiyelerine harfiyen uymaktan başka keramet göstermeyen Ashab-ı Kiram, beytülmal hususunda da, kıyamete kadar gelecek Müslümanlar için, numune-i imtisal olacak hassasiyet ve itina göstermişlerdir.
Sıddık-ı Ekber (R.A) Efendimiz ölüm döşeğinde; beytülmalden maaş almak istemediğini, Müslümanların hazinesini genişletmeyi çok arzu ettiğini ve o zamana kadar hazineden aldığı toplam miktar karşılığında, filan yerdeki tarlasının hazineye verilmesini, kendisine tahsis edilen köle, deve ve elbisenin de vefat ettiği zaman Hz. Ömer’e teslim edilmesini vasiyet etmiş ve bu vasiyet yerine getirilmişti.
Hz. Ömer (RA) Efendimiz, beytülmalden ne aldığını merak edenlere; kendisinin ve ailesinin nafakasının Kureyş’ten orta halli bir ailenin geçimi seviyesinde olduğunu, ancak bunu helal gördüğünü ve ayrıca Müslümanlardan herhangi biri gibi, kendi payına düşecek olan maaşı alacağını bildirmişti.
“”””Hz. Ömer halife iken, Abdurrahman bin Avf hz’leri ziyarete gelmişti. Selam verip müsait bir yere oturdu. Hz. Ömer R.A kendisiyle hiç meşgul olmuyor, hatta selamını bile almıyordu. Hayretle neticeyi beklerken, Hz. Ömer işini bitirdikten sonra, beytülmale ait olan mumu söndürüp, kendi şahsına ait olan mumu yaktıktan sonra “Ve aleyküm Selam” deyip selamını aldı.
“””Taif gazasından sonra Peygamber Efendimiz: “Ganimet malından, habersiz olarak, her kim ne aldıysa, geri getirsin!”, emrini vermişti. Amcaoğlu Hz. Âkil, hanımına verdiği bir dikiş iğnesini, ganimet malına hıyanet korkusundan, getirip, teslim etti.
“””” Hayber savaşı kazanılmış, elde edilen ganimetler, birkaç kalede toplanmıştı. Rasülüllah SAV Efendimiz, ganimetlerin başına muhafızlar tayin ederek, taksimden önce habersiz bir iğne dahi alanın, Cehennem ateşine müstehak olacağını bildirmişti. Bu emir ve emanete riayet etmeyerek, ganimet malından menfaatlenen birinin ölümü üzerine, Peygamber Efendimiz: “O kimseyi Cehennem ateşinde görüyorum”, buyurmuş ve Hz Ömer’i çağırarak: “Ya Ömer! Git, halka “Cennete müminlerden başka kimse giremez”, diye ilan et!.. . emrini vermişti.
Muhterem Müslümanlar!!!!!!!!!!!!
Beytülmâl ve kul hakkı cehenneme girmeye yegane sebeptir. Kişi beytülmaldeki tasarrufuyla, bir iğneden dahi hesaba çekileceğini unutmadan, kullanmak ve istifade etmek için kendisine tahsis edilen varlıkları, gözü gibi muhafaza ederek, kendi malından daha fazla hassasiyet ve i’tina göstermelidir.
“” Ebü'l Faruk(k.s) hazretleri şöyle buyururlar: "Vakfedilen malın, Hakiki sahibi Cenab-ı Hakk, Mecâzi sahibi ise insandır. Vakfeden kimse: Bu malı hakiki malikine teslim ettim, bıraktım demek ister. Vakıfta davacı: Varis-i Rasülullah, dava vekili: Fahri Alem, Hâkim: Cenab-ı Hakk, Vakfa musallat olanların hali ise perişan olur. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder