29 Haziran 2022 Çarşamba

Dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı Abdülhamid Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünya siyasilerindedir. Ottovon Bismark

Ana babaya ihsan etmek; nâfile namaz kılmak, Haccetmek, sadaka vermek ve harbe gitmekten efdaldir.

 













Hâce Muhammed Bahâiiddin Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri Buyurdular ki: "Bizim yolumuz ender bulunan yollardandır. Ürvetü'l-Vuskâ'; sağlam halkadır. Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine sarılmaktan, Ashâb-ı Kirâm'ın takip ettiği yolu takip etmekten başka bir şey değildir. "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır. Zira kerametler gelir geçer, kalıcı olan istikâmettir."

Mürşidi kamil ve mükemmiller her asırda bir adet gelir gönderilir!

 Mürşidi kamil ve mükemmiller her asırda bir adet gelir gönderilir!

Ahir zamanda her ülkede her vilayette onlarca mürşit olduğunu iddia eden etrafına topladığı saf müslümanların iltifat ve hediyeleriyle lüks bir dünya hayatı süren mürşid musveddeleri vardır!
Son Asrın son mürşidi,sahibi zaman şöyle buyurdular:
"Mürşid olaçıkagelenler
(kitleleri çevresinde toplayabilenler)
70 adede bâliğ olmayınca kıyamet kopmayacak tır"
Nisbeti sahih olmiyan mürşide bağlananlar şer'an kendilerini düzeltebilirler,
Ancak kuru çeşmeye kap koydukları için feyz ve nurdan mahrum kalırlar!
Şu hal çok manidar bir hakikattir ki,Mektubati Rabbaniye göre;
Mürşid olduğunu iddia edenler ve müritleri gerçek hakiki nisbeti sahih o asrın mürşidi Kamiline düşmanlık beslemezler,dine, Kur'an'a ve gençliğe İslâm ve tasavvuf ahlakını aşılama hizmetlerine engel olmaz takdir ederler,yeri gelince eliyle diliyle malıyla destek olmaya çalışırlarsa,(yetkisiz kişiye rabıta yapsalar bile) Feyza ve nur sahibi salahiyet olan sahibi zaman olan Mürşidi Kamil'den onlarada gider,onun vasıtasıyla peygamberimizden ve silselei zehebten aktarılan nurdan ve şefaat ten istifade ederek nefsleri tezkiyeli ve imanlı olarak bu dünyadan giderler!
Eğer aksi olursa yani;
Nisbeti sahih olmiyan kuru çeşmeye bağlanmakla birlikte hakiki mürşidi kamil olan zamanın sahibine ve hizmetlerine düşmanlık ederlerse,hele hele hizmetlerine engel olmaya kalkarlarsa hasirat dünya vel'ahira olmaları mukadderdir.
Allah böyle kötü sona düşmekten cümle ehli imanı muhafaza eylesin.
Mürşidi kamiller ve Allah dostları kimseye kılınç çekmezler,ancak onların kılıçları kınından çekilmiş hava da durur, ölümü ve helâki yaklaşanlar gelip o Kılınca çarparlar,Allah korusun.
âmîn

Hâce Muhammed Bahâiiddin Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri Buyurdular ki: "Bizim yolumuz ender bulunan yollardandır. Ürvetü'l-Vuskâ'; sağlam halkadır. Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) sünnet-i seniyyesine sarılmaktan, Ashâb-ı Kirâm'ın takip ettiği yolu takip etmekten başka bir şey değildir. "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır. Zira kerametler gelir geçer, kalıcı olan istikâmettir."

Hz. Muhammed’in (a.s) 21 öğüdü *** Bir gün, bir adam Peygamber Efendimiz’in yanına gelerek, “Size dünya ve ahiretle alakalı soracak sorularım var.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz o kimseye, “Ne istiyorsan sor” buyurur. Ardından o kişi ile Peygamber Efendimiz arasında şu diyalog yaşanır:

 Hz. Muhammed’in (a.s) 21 öğüdü

***
Bir gün, bir adam Peygamber Efendimiz’in yanına gelerek, “Size dünya ve ahiretle alakalı soracak sorularım var.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz o kimseye, “Ne istiyorsan sor” buyurur. Ardından o kişi ile Peygamber Efendimiz arasında şu diyalog yaşanır:
- İnsanların en zengini olmak istiyorum.
- Kanaatkâr olursan insanların en zengini olursun.
- İnsanların en hayırlısı olmak istiyorum.
- İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Sen de insanlara faydalı ol.
- İnsanların en adaletlisi olmak istiyorum.
- Kendin için istediğini insanlar için de istersen insanların en adili olursun.
- İnsanlar içinde Allah’a en yakın, O’nun en has kullarından olmak istiyorum.
- Allah’ı çok zikredip anar ve hatırlarsan o zaman Allah’ın en has kulu olursun.
- Muhsinlerden, iyilik edenlerden olmak istiyorum.
- Allah’a, O’nu görüyor gibi ibadet et, her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görüyor.
- İmanımı kemale erdirmek istiyorum.
- Güzel ahlaklı olursan imanın kemale erer
- Kıyamet günü nur içinde haşrolmak istiyorum.
- Hiç kimseye zulmetme, kıyamet günü nur içinde haşrolursun.
- İnsanların en merhametlisi olmak istiyorum.
- Önce kendine ve insanlara merhamet et ki; Allah da sana merhamet etsin.
- Günahlarımın azalmasını istiyorum.
- İstiğfar ederek günahlarının bağışlanması için Allah’a yalvarırsan günahların azalır.
- İnsanların en kerimi olmak istiyorum.
- Allah’a kullarını şikayet etmezsen insanların kerimi olursun.
- Rızkımın bol olmasını istiyorum.
- Temizliğe devam edersen rızkın bol olur.
- Allah ve Resulü tarafından sevilmek istiyorum.
- O zaman Allah ve Resulü’nün sevdiklerini sev, sevmediklerini de sevme.
- Allah’ın bana kızmasından kendimi korumak istiyorum.
- Kimseye kızmazsan Allah’ın gazabından ve kızmasından kurtulursun.
- Duamın kabul edilmesini istiyorum.
- Haramlardan sakınırsan duaların kabul olur.
- Allah’ın beni başkalarının yanında rezil etmemesini istiyorum.
- Namusunu koruyup iffetli ol ki; insanlar yanında rezil olmayasın.
- Allah’ın ayıplarımı, kusurlarımı örtmesini istiyorum.
- Kardeşlerinin ayıplarını örtersen Allah da senin ayıplarını örter.
- Benim günahlarımı ne siler?
- Gözyaşların, hudûun (saygıyla Allah’a kulluğun) ve hastalıklar
- Allah yanında hangi iyilik daha faziletlidir?
- Güzel ahlak, tevazu, belalara sabır ve kazaya rıza.
- Allah yanında en büyük günah hangisidir?
- Kötü ahlak ve Allah’ın emirlerine karşı gösterilen cimrilik
- Rahman Allah’ın gadabını ne dindirir?
- Gizliden gizliye sadaka vermek ve sıla-i rahim (akrabaları ziyaret ve görüp gözetmek).

Kim bir ilim öğretirse,onunla amel eden gibi ecir alır, amel sahibinin ecrinden de hiçbir şey eksilmez.” (İbn-i Mâce) DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞIN YENİLENMESİ KİREÇLENME SORUNLARI İÇİN..

DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞIN YENİLENMESİ KİREÇLENME SORUNLARI İÇİN..
Yaradılışımızda vücudun kendi kendini temizleme ve tamir etme özelliği var.
Deri devamlı kendini yeniler, kan, hücreler vs.
Diz kıkırdağı ve sıvısıda.
Doktorların insanı panikleterek diz ameliyatları yapmasına, platin takmasına bakmayın.
Yeterki vücuda katkılı, kimyasal yiyecek,gluten gönderme.
Vücudun yaradılışına ve formatına aykırı gıda sokma.
Vücut sıvısını artıran, vücudu temizleme ve tamirde yardımcı gıdalar alınmalı.
Özellikle dizin kendini yenilemesi ve tamir etmesi için.
DIŞTAN;
Hacamat.
Sülük.
Sarı kantaron yağı sür.
Çörek otu yağı sür.
Kuyruk yağı ve siyah çekirdekli üzümü robottan geçir bir gün sar.
Bamyayı az haşla veya çiğ lapa halinde zeytinyağıyla sar.
Zeytinyağı, limon sar.
Lahana haşla dize sar.
Elma sirkesi sür.
Acı kavun suyu ve yağı sür.
BESLENME;
Magnezyum Sülfat.
Zeytinyağı, limon ikilisi iç.
1 ay, çiğ bamya salatası ye.
Kuru dut.
Zerdeçal.
Isırgan tohumlu bal.
Kemik suyu.
1 ay Hibiskus çayı iç.
Kuşburnu çayı.
Akgünlük.
Yumurta kabuğu ve zarı.
Sade madensuyu, meyveliler katkılı.
Diz sorunu, romatizma sıkıntısı olan glutenli beslenmeyecek, buğdaydan yapılan herşeyden uzak duracak.
Ekmek olarak, çavdar tüketecek.
Hamurlu tatlılar, bulgur vs tüketmeyecek.
Ne kadar güzel beslenip, hacamat sülükte yapsan,eğer vücuda gluten giriyorsa dizdeki sıkıntı tekrarlayacak.
Önce girişi durdur.
Gluteni, kimyasalı, katkılıyı kes.
Yukardaki çay vs de kür halinde en az 21 gün yapılmalı.
Yukarda yazan yiyeceklerin herbirinin ayrı faydası var.
Mesela, elma sirkesi dizlerdeki zararlı toksinleri , şişliği giderir, haliyle oksijen de artar.
Magnezyum sülfat kireç eritir, kanı temizler.
Hibiskus çayı, bamya diz sıvısını artırır.
O bölgedeki, toksin, kireç atılmadan o bölgeye yeterli oksijen gitmez ve sıvı da oluşmaz.
O yüzden yukardakilerin hepsini yapmaya çalışalım, yetişmiyorsa beşini bir ay yapalım.
Sonra diğerlerini.
Ama öncelik def-i mefasid de olsun, önce zararlıyı at sonra ekle.
Tabiki burda da bir ay toksin vs atanları yapıp diğer ay sıvı artıranları yapmayacağız, atanlarla birlikte ekleyenleride aynı anda başlayacağız.
İlk evvela hacamat, sülük, M. sülfat, elma sirkesini başladığımız zaman, bamya, hibiskus çayı vs de başlıyoruz.
Dizdeki zararlıları atanlar.
Hacamat, sülük, m. Sülfat, elma sirkesi..
Bu aradada ağır işten, dizi, beli zorlayacak şeylerden kaçınmalı.
Bol istirahat etmeli.
karaciğer temizliğinide unutmayın asıl sorun karaciğerin toksinlenmesidir

Kabirden kalkınca,bekleme ve hesap yerleri! (Koltukta bekletmiyorlar) 1.İnsanlar kabirlerinden diriltildikten sonra kabirlerinin başında 1000 yıl yalın ayak, aç ve susuz beklerler 2.Mahşer yerine sevk (zorla gönderilme) (1000 yıl) 3.Nur ve Karanlığa zorla sevk-(1000 yıl) ''HESAP MERDİVENLERİ'' 4.Haramlardan 5.Arzulardan,heva ve şehvetten

 Kabirden kalkınca,bekleme ve hesap yerleri!

(Koltukta bekletmiyorlar)
1.İnsanlar kabirlerinden diriltildikten sonra kabirlerinin başında 1000 yıl yalın ayak, aç ve susuz beklerler
2.Mahşer yerine sevk (zorla gönderilme) (1000 yıl)
3.Nur ve Karanlığa zorla sevk-(1000 yıl)
''HESAP MERDİVENLERİ''
4.Haramlardan
5.Arzulardan,heva ve şehvetten
6.Ana baba haklarından
7.Başka insanların (dost ve arkadaş gibi) kendisi üzerindeki haklardan(dini anlatıp tebliğ ettin mi?)
8.Yükümlülüğü altındaki insanların haklarından (çocukları)
9.Uzak akraba
10.Yakın akraba (SILA-İ RAHİM) ,
11.Haset (kıskaçlık)
12.Hile yapma
13.İnsanları aldatmaktan
14-Sihir yaptırma,
15-Müslümanın kanının akıtılması
''MAHŞER VE 15 DURAĞI''
16.Zekat,fitre,sadaka
17.İnsanları affetme ve bağışlama (doğru sözden)
18.İyiliği emrettin mi?
19.Gücün yettiği halde kötülüklere engel oldun mu?
20.İyi ahlaktan
21.Allah için sevme ve nefret etme
22.Haram maldan
23.İçki
24.Zina
25.Yalan konuşma
26.Yalan yere yemin
27.Faiz yeme
28.İffetli kadına/erkeğe zina iftirası attın mı?
29.Yalan tanıklık
30.İftira
31.DEFTERLERİN (AMEL) SAĞ, SOL veya ARKADAN ALINMASI ve OKUNMASI DURAĞI (1000 YIL)
ALLAHIN ÖNÜNDE DURULAN 12 DURAK
32.Köle azat ettin mi? onlara nasıl davrandın? (emrin altındakilere davranış şeklinden)
33.Kuranı ezberleme ve okuma
34.Cihat
35.Gıybet
36.Söz taşıma (koğuculuk)
37.Münafıklıtan
38.(Dini) ilimleri tahsilden
39.Amellerini beğenmekten (ucb)
40.Kibir ve gurur
41.Allahın rahmetinden ümidini kesmekten
42.Allahın azabından emin olma (korkmama)
43.Komşu Hakkı
CEHENNEM ÜZERİNDEKİ 7 KÖPRÜ (SIRAT)
44.Tahkiki Kesin İman
45.Namaz
46.Zekat
47.Oruç
48.Hac
49.Temizlik
50.Kul Hakkı

Altı çeşit uyku vardır: 1. Gaflet uykusu : İlim meclisinde uyumak 2. Şekâvet uykusu: Sabah namazı vaktinde uyumak 3. Ukubet uykusu : Sair namaz vakitlerinde uyumak 4. Kaylûle uykusu : Öğle namazından evvel (kuşluk vaktinde) uyumak. 5. Ruhsat uykusu : Yatsıdan sonra uyumak 6. Hasret uykusu : Cuma geceleri uyumak Bunlardan yalnız ruhsat ve kaylûle uykularına müsaade edilmiş diğerleri kerih görülmüştür.











 

28 Haziran 2022 Salı

Yazıklar olsun verdiğimiz değer ile kibirleşen, bizi değersiz gören insanlara.

HZ. PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (a.s) 21 ÖĞÜDÜ...! Bir gün, bir adam Peygamber Efendimiz’in yanına gelerek, “Size dünya ve ahiretle alakalı soracak sorularım var.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz o kim

 HZ. PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (a.s) 21 ÖĞÜDÜ...!

Bir gün, bir adam Peygamber Efendimiz’in yanına gelerek, “Size dünya ve ahiretle alakalı soracak sorularım var.” der. Bunun üzerine Peygamberimiz o kimseye, “Ne istiyorsan sor” buyurur. Ardından o kişi ile Peygamber Efendimiz arasında şu diyalog yaşanır:
- İnsanların en zengini olmak istiyorum.
- Kanaatkâr olursan insanların en zengini olursun.
- İnsanların en hayırlısı olmak istiyorum.
- İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Sen de insanlara faydalı ol.
- İnsanların en adaletlisi olmak istiyorum.
- Kendin için istediğini insanlar için de istersen insanların en adili olursun.
- İnsanlar içinde Allah’a en yakın, O’nun en has kullarından olmak istiyorum.
- Allah’ı çok zikredip anar ve hatırlarsan o zaman Allah’ın en has kulu olursun.
- Muhsinlerden, iyilik edenlerden olmak istiyorum.
- Allah’a, O’nu görüyor gibi ibadet et, her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görüyor.
- İmanımı kemale erdirmek istiyorum.
- Güzel ahlaklı olursan imanın kemale erer
- Kıyamet günü nur içinde haşrolmak istiyorum.
- Hiç kimseye zulmetme, kıyamet günü nur içinde haşrolursun.
- İnsanların en merhametlisi olmak istiyorum.
- Önce kendine ve insanlara merhamet et ki; Allah da sana merhamet etsin.
- Günahlarımın azalmasını istiyorum.
- İstiğfar ederek günahlarının bağışlanması için Allah’a yalvarırsan günahların azalır.
- İnsanların en kerimi olmak istiyorum.
- Allah’a kullarını şikayet etmezsen insanların kerimi olursun.
- Rızkımın bol olmasını istiyorum.
- Temizliğe devam edersen rızkın bol olur.
- Allah ve Resulü tarafından sevilmek istiyorum.
- O zaman Allah ve Resulü’nün sevdiklerini sev, sevmediklerini de sevme.
- Allah’ın bana kızmasından kendimi korumak istiyorum.
- Kimseye kızmazsan Allah’ın gazabından ve kızmasından kurtulursun.
- Duamın kabul edilmesini istiyorum.
- Haramlardan sakınırsan duaların kabul olur.
- Allah’ın beni başkalarının yanında rezil etmemesini istiyorum.
- Namusunu koruyup iffetli ol ki; insanlar yanında rezil olmayasın.
- Allah’ın ayıplarımı, kusurlarımı örtmesini istiyorum.
- Kardeşlerinin ayıplarını örtersen Allah da senin ayıplarını örter.
- Benim günahlarımı ne siler?
- Gözyaşların, hudûun (saygıyla Allah’a kulluğun) ve hastalıklar
- Allah yanında hangi iyilik daha faziletlidir?
- Güzel ahlak, tevazu, belalara sabır ve kazaya rıza.
- Allah yanında en büyük günah hangisidir?
- Kötü ahlak ve Allah’ın emirlerine karşı gösterilen cimrilik
- Rahman Allah’ın gadabını ne dindirir?

~Her müslüman, yeyip içtiklerinde helal ve harama dikkat etmekle vazifeli. Her şeyin birbirine karıştığı, para için her şeyin sahtesinin yapıldığı zamanımızda ise daha çok dikkat lâzım.

 ~Her müslüman, yeyip içtiklerinde helal ve harama dikkat etmekle vazifeli. Her şeyin birbirine karıştığı, para için her şeyin sahtesinin yapıldığı zamanımızda ise daha çok dikkat lâzım.

Müslüman, maddeten olduğu gibi mânen de temiz olmalıdır. Onun için, kendi helal parasını bile har vurup harman savurma yani israf etme hakkına sahip değildir.
Müslüman her önüne geleni yeyip içemez. O sadece helal-haram ölçüsü içerisinde beslenebilir. Çünkü, haram ile beslenen bir vücut haram bir vücuttur. Cennet ise haram ile beslenen vücutlara haramdır.
İstanbul’da –üstelik- mütedeyyin insanların yaşadığı bir semtte ikamet eden bir arkadaşım anlattı. Bir komşusu kasaptan bir tavuk almış. Eve gidip paketi açınca bir de bakmış ki tavuğun boynu bile kesilmemiş. Doğru kasaba gitmiş. “Kardeşim bu tavuk murdar, boynu bile kesilmemiş” demiş. Kasap, “Ver onu! Al bunun boynu kesilmiş” diye başka bir davuk vermiş.
Gördünüz mü hassasiyeti! Hepsi değil ama maalesef böyle esnafların sayısı az değil. Öyleyse dikkat!..
Elimizden geldiği kadar yeyip içtiklerimize dikkat edeceğiz. Meselâ, usulüne gore (Besmeleyle) kesildiği halde, tüylerinin kolay yolunması için bağırsakları çıkarılmadan kaynar suya atılan tavuk ve benzerleri (hindi, kaz, ördek) yenmez. Zira pis suyu içine çekmiş olacağından artık temizlenmesi mümkün değildir.
Besmelesiz kesilen hayvanlarda mânevî temizlik yoktur. Kaynar suya atılan tavuk ise Besmeleyle kesilmeş olsa bile maddeten pistir. Onun için, bu şekildeki tavuk etini yemek, maddeten temiz olduğu halde Besmelesiz kesilen bir hayvanın etini yemekten daha kötüdür.
Ne yapmalıdır? Tavuğu kestikten sonra, üzerindeki kan ve arasında toz toprak bulunabilecek olan tüylerini yıkadıktan sonra sıcak suya atmaktır. Yoksa, yukarıdaki durumda eti murdar olur ve katiyen yenmez.
Yıkanmadan kaynar suya atılan işkembe de yenmez. Onun da tekrar temiz hale gelmesi mümkün değildir. Fakat daha kaynar hale gelmemiş bir suya atılırsa, daha sonra yıkamakla temizlenir. Kaynar suya atılıpta, suyu henüz içine çekmeden çıkarılan işkembe de yıkamakla temiz olur.
Değerli okuyucular! Yediklerimiz sadece etten ibaret değil. Binbir çeşit gıda maddesi var. Bunların Türkiye’de üretileni de var, dışarıdan geleni de. Dışarıdan, müslüman olmayanlardan alınanların, İslamın helal-haram ölçüsüne göre îmal edildiğini söylemek tabii ki mümkün değil.
Kaldı ki, Türkiye’de îmal edilenler için de durum aynı. Çünkü, Türkiye’de gıda maddeleri îmal edenlerin hepsinin müslüman olması gibi bir mecbûriyet yok. Onun için, Müslüman olmayanların da memleketimizde gıdâ piyasasında iş yapmaları serbest. Bu takdirde, onların biz müslümanlara göre yenilmesi helal olmayacak şekilde gıda maddesi îmal etmelerine hiç bir engel bulunmamaktadır.
Gıda teknoloji uzmanı değilseniz, meselâ bir gıda maddesi ambalajında E120** işaretini görseniz bu bilmeceye benzeyen şeyden hiç bir şey anlayamazsınız. Oysa bu, Cochineal/(Karmin) maddesinin rumuzudur. Karmin, böceklerden elde edilen bir renklendirici. Kırmızı elma sularında, şekerlemelerde falan kullanılıyor. E441**’ de Gelatine/jelatin’in rumuzu. Domuz, sığır, kanatlılar, balık vs..den elde ediliyor…
E542** ile belirtilen Bone Phosphate ise domuz ve sığır gibi hayvan kemiklerinden elde ediliyor ve diş macunu gibi maddelerde kullanılıyor.
Bulanıp öğürmemeye çalışarak midemize giren gıdalarla ilgili şu gerçekleri de okuyalım lütfen:
910** ve 020** rumuzu da insan saçı, domuz dâhil hayvan kılı ve tavuk tüyünden elde edilen maddeler.
Duyduk duymadık demeyiiin! Bunlar da ekmek ve pasta ürünlerinde kullanılıyor…
Tabiî olmayıp îmâl edilen gıdalara; korumak, renklendirmek, tat vermek veya tatlandırmak için, tüketiciye hiç bir faydası olmayan çeşitli katkı maddesi ekleniyor. Hem dînen câiz olmayan hem de zararlı sonuçlar doğuran bu maddelerin kullanımı maalesef kânûnen yasak da değil… Yani sürüp gidiyor…
Oysa, yeyip içtiklerimizin helal veya haram, sağlıklı veya zararlı olup olmadığı da Türkiye’de yılda kesilen 1 milyondan fazla domuzun nasıl ve ne yolla tüketildiği de biz müslümanlarca çok mu çok mühim…!!!
(ALİ EREN)

EN KIZDIĞINIZ İNSANI HERGÜN DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ...?

 EN KIZDIĞINIZ İNSANI HERGÜN DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ...?

En kızdığınız insanı her gün düşünüyor musunuz...? Her düşündüğünüzde, enerjinizi boşa harcıyorsunuz ve o kişiyi enerjinizle besliyorsunuz.
Sürekli, hiç yaşamak istemediğiniz olaylarla mı karşılaşıyorsunuz?
Her düşündüğünüzde, bu olayı kendinize çağırıyorsunuz ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz. Nefretimizi düşündükçe, nefretimizi besleyerek enerjimizi boşa harcarız.
Tüm olumsuz kişilere, sözlere, olaylara karşı tepkisiz kalmak, bunları düşünerek kendimizi yokuşa sürmekten daha iyidir.
Düşüncelerimiz mıknatıs gibi, düşündüklerimizi bize çekmektedir. Her tarz olumsuzlukların besini düşüncelerimizdir. Beslenmeyen her türlü olumsuzluk ölmeye mahkumdur.
Bu tarz durumlarda uygulanacak yöntemlerden birisi gülümsemektir. İhtiyacınız olduğunu hissettiğinizde durun. Tüm bedeninizde bir gülümseme hissedin. Yüzünüzde değil, tüm kalbinizle ve tüm bedeninizle gülümseyin. Tüm vücudunuzda, bir bebeğin gülümsemesi gibi bir gülümseme yaşayın.
Enerjinizi istemediklerinizi düşünerek değil, istediklerinizi düşünerek harcayın...!!!

İçinde sakladıkların seninle gider, söylediklerin karşılık bulup sana döner...!

YALANLARIN açtığı yarayı silemezsin ama, yalancıyı hayatından mutlaka silmelisin...!

PEYGAMBERİMİZİ (SAV.) AĞLATAN HADİSE...! Resulullah sav. gözyaşlarına Hakim olamadı .Bir Daha Anlat Dedi..Bir daha anlat dedi... Bir gün bir sahabe, Bir Cuma Günü Cuma Namazın’a Yetişmek İçin Mescide Doğru Koşmaya Başlar… Mescid’e Varan Sahabe Abdest Almak İçin Çeşmeye Yaklaşır Ayakkabısını Çıkarırken Birde Bakar ki Hiç Farkına Varmadan Bir Karınca’yı Ezdiğini Farkeder.

 PEYGAMBERİMİZİ (SAV.) AĞLATAN HADİSE...!

Resulullah sav. gözyaşlarına Hakim olamadı .Bir Daha Anlat Dedi..Bir daha anlat dedi...
Bir gün bir sahabe, Bir Cuma Günü Cuma Namazın’a Yetişmek İçin Mescide Doğru Koşmaya Başlar…
Mescid’e Varan Sahabe Abdest Almak İçin Çeşmeye Yaklaşır Ayakkabısını Çıkarırken Birde Bakar ki Hiç Farkına Varmadan Bir Karınca’yı Ezdiğini Farkeder.
Ağlar Ashab Farkına Varmadan Bir Karınca’yı Ezdiği İçin Ben bunun Hesabını Yarın Mahşer’de Nasıl Verecem Diye Hüngür hüngür Ağlamaya Başlar..
Peygamber Efendimiz’in Huzuruna Gelir,
Ey Allahın Resulu;
Cuma Namazına Yetişmek İçin Mescid’e Doğru Koşmaya Başladım Hiç Farkına Varmadan Bir Karınca’yı ezerek Öldürdüm. Bunun hesabı Ağırmı Diye ağlayarak Sorar. Peygamber Efendimiz s.a.v ;
– Ey Ashabım Sen Şimdiye Kadar Bundan Daha Ağır Bir Suç İşledin mi?
Ya Resulallah! Ben Kızını Diri Diri Gömenlerdenim der Sahabe. – Peygamber Efendimiz s.a.v Sorar Nasıl Yaptın Ashabım Anlat.!
Ya Resulallah ;
Biz cahiliye devrinde kız çocuklarımızı diri diri toprağa gömerdik. Benim de bir kız çocuğum vardı. Annesine, “Bunu giydir, dayısına götüreceğim” dedim. (Kadın bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi. Ciğerparesi, biricik evladı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada çırpına çırpına can verecekti.
Ne var ki, kadının böyle bir canavarlığın önüne geçme imkânı yoktu. Yapabileceği tek şey, için için ağlayıp kanlı gözyaşı dökmekti). Hanımım dediğimi yaptı.
Çocuk gerçekten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu. Çocuğun elinden tutup daha önce kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını söyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım.
Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu. Bir taraftan çırpınıyor, diğer taraftan da “Babacığım üzerin toz oldu” deyip elbisemi silmeye çalışıyordu. Buna rağmen bir tekme daha vurdum ve onu diri diri toprağa gömdüm.
Adam bunu anlatırken Sevgili Peygamberimiz ve yanındakiler hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Orada oturanlardan birisi “Be adam, Resulullah’ı, çok üzdün!” deyince, Efendimiz, adama “Bir daha anlat” dedi. Adam olayı bir kere daha anlattı. İki Cihan Güneşi Peygamberimizin gözlerinden süzülen yaşlar mübarek sakalından aşağıya damla damla akıyordu.
Allah Resulu Hadiseyi Tekrar Tekrar Anlat Deyince Bunu Anlatmaya Çalışıyordu “İşte siz İslam’dan önce böyleydiniz. İslam öncesi kömür ve demir gibiydiniz. Şimdi ise altın ve elmas gibisiniz.
Dün Kızını Diri Diri Gömen Biri Bugün Bir Karınca’yı Ezdiği İçin Onun Hesabını Yapıyor İşte Size Getirdiğim (İslam) Din Budur. Tekrar tekrar anlattırdım ki, İslam’ın size kazandırdığı insanlığı, güzel özellikleri bir kere daha hatırlayın...!!!

2 milyon kilometrekareyi yöneten Peygamberimizin vefatından sonra kalan mirası elbisesi, iki kilim, bir çarşaf, ibrik ve seccadesidir...!!! Günümüzde makam sahibi olan insanların kendileri olduğu gibi oğulları da yandaşları da yalalakaları da milyoner, ağadır, vs...!!!












 

➖️ Lût kavmi, eşcinsel (homoseksüel) denilen cinsel sapıklardı. Bu nedenle Hz. Lût öncelikle onları bu konuda uyardı ve dedi ki: “Siz gerçekten en çirkin bir fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce, âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı.”

 SAPKIN VE SAPIK EŞCİNSEL LUT KAVMİNİN HELAKI...!

Allah (cc) buyuruyor:
Ve Lût’u da kavmine peygamber (olarak) gönderdik. (Lût) Kavmine dedi ki: Siz gerçekten en çirkin fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı. (Ankebût – 28)
➖️ Lût kavmi, eşcinsel (homoseksüel) denilen cinsel sapıklardı. Bu nedenle Hz. Lût öncelikle onları bu konuda uyardı ve dedi ki: “Siz gerçekten en çirkin bir fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce, âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı.”
➖️ Hz. Lût gece, gündüz yalvarıyor ve onlara öğütler veriyordu ama ne yazık ki sapıklar iyice azmış ve iş çığırından çıkmıştı. Topluma açık yerlerde bile erkekler kendi aralarında sapık ilişkide bulunurken, kadınlar da onları izliyor ve eğlenip gülüşüyorlardı,
➖️ Hayâ kalkmış ve cinsel sapıklık toplumun bütün kesimlerine yayılmıştı. Canlıların üremesini düzenleyen fıtrat kanunlarına ters düşen bu sapıklık hareketi kuşkusuz devam edemezdi ve Âdetullah’ın gereği azabın gelmesi artık an meselesi idi.
➖️Ve azap melekleri geldi
Allah (cc) tarafından Lût kavmini helâk etmekle görevlendirilen melekler, genç ve yakışıklı delikanlılar şeklinde Lût kavmine geldiler ve Hazreti Lût’a misafir oldular. Misafirlerinin melek olduğunu bilmeyen Lût, (Aleyhisselam) “Ah! Şimdi kavmim gelip bunları benden ister ve zorla almaya kalkışırlarsa, ne yapabilirim ki” diye düşünürken, Evi kuşatan sapıklar “gençleri bize ver, aksi halde kapıyı kırarız” diye bağırmaya ve tehditler savurmaya başladılar. Hazreti Lût’un yüzü sapsarı oldu, nefesi durdu ve kalbi hızla çarpmaya başladı.
Allah (cc) buyuruyor:
(Melekler) dediler ki:”Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz, sana el uzatamazlar.
Sen gecenin bir bölümünde ailenle birlikte yürü, zevcenin dışında aranızdan kimse geride kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan (azap), onun da başına gelecek. (Hûd – 81)
➖️Lût kavminin helâk olması:
Allah (cc) buyuruyor:
“Güneşin doğuşu anında korkunç bir uğultu onları yakalayıverdi.” (Hicr – 73)
--- Son gecelerinde daha da azgınlaşan sapıklar, Hz. Cebrâil’in bağırmasından kaynaklanan korkunç bir uğultu ile yataklarından fırlayıp dışarı kaçıştılar. Korku ile birbirlerine bakışırlarken, şiddetli bir fırtına koptu ve üstlerine taşlar yağmaya başladı.
--- Aşırı derecedeki sıcak taşlardan korunmak için tekrar evlerine kaçtılar ama bu defa da çok şiddetli bir deprem başladı. Ayrıca yerden sıcak sular fışkırmaya ve gökten de sıcak çamur yağmaya başladı.
-- Artık Hz. Lût’un hak peygamber olduğuna inanmış, Allah’ın (cc) kudretini görmüş ve yaptıklarına çok pişman olmuşlardı ama iş işten geçmiş ve onların kıyâmeti kopmuştu. Bu durumda ne kaçacakları bir yerleri kalmıştı ve ne de ölümden başka bir seçenekleri!..
Allah (cc) buyuruyor:
Ülkelerinin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine siccil’den taşlar yağdırdık.... (Hicr – 74)


BU VATANIN BU MİLLETİN BAŞINA NE GELDİYSE, VATANSEVER, MÜSLÜMAN VE NAMUSLU GÖRÜNENLERDEN GELDİ...!

 BİZLER BU HÂLE NASIL GELDİK DERSENİZ...???

DERVİŞLİK YAPIP, NAMAZ KILDIRAN İNGİLİZ AJANININ HATIRALARINI OKUYUN...!!!
Önce Türkçe öğrendi, sonra dinini, kılığını ve adını değiştirdi.
Adı Arminius Vambery idi, Türklerin arasına Reşid Paşa adıyla karıştı. Devletin en üst makamlarının arasına karıştı. Sultan Abdulhamidle dostluk kurdu. Güvenini kazandı...
Anadolu ve Ortaasya seyahatine çıktı...
Artık o bir derviş idi...
Tam 4 yıl Osmanlı topraklarında kaldı. Osmanlıcayı mükemmel denebilecek kadar iyi konuşuyordu...
Hiç kimse ondan kuşkulanmadı.
Herkes tarafından büyük saygı ve ilgi gördü.
Ta ki, yıllar sonra Londra'ya döndükten sonra anılarını yazınca deşifre oldu.
İngiliz casusu idi!...
Anılarında şunları yazıyordu...
"Derviş kimliğiyle aralarına girdim"
- Eğer hakiki hüviyetim meydana çıkmış olsaydı, değil burada, Osmanlı Sefarethanesi'nin has itibarlı misafiri olabilmem, hayatım dahi tehlikede kalırdı...
- Ben Reşid Efendi, sefirin has misafiri ve dostu olarak, bu Türk hacıları nezdinde gün geçtikçe itibar sahibi oluyordum.
- Öyle saf ve mert insanlardı ki, kendi hayatlarında yalan söylemedikleri için, hiç kimsenin, ne sebeple olursa olsun yalan söyleyebileceğine, hele, hakiki hüviyetini saklayacağına asla ihtimal vermiyorlardı...
- Türkler en mert, saf ve güvenilir insanlardır. Muhataplarını da kendileri gibi bilirler ve her söylenene itimat ederler. Bilhassa dini ve manevi bahislerde kimsenin yalan söyleyeceğine asla ihtimal vermezler...
- Benim tam bir derviş hüviyet ve şekli içinde ve alıştıkları üslup ve hususiyetlerle aralarına girdiğim Türkmenler, kısa zamanda öylesine bağlandılar ve inandılar ki, kazancımı tarif edemem...
- Birçok hastalar benden iyi nefes istiyor, bazısı hekim olduğumu zannederek tedavilerinin yollarını araştırıyorlar, bazısı ilaç yapmamı rica ediyorlardı.
- Ve, ancak sorulan suallere cevap verdim.
- Binlerce kadın, çoluk çocuk, kız, ihtiyar, genç etrafımızı aldılar. Birbirinin üstüne yığılmış bizi görmek, sevap olur diye ellerini üstümüze sürmek, ellerindeki testilerinden bizlere birer yudum içirdikten sonra bu suyu her derde şifa olarak saklamak, hayır duamızı almak için rahat nefes aldırmaz olmuşlardı...
- Türkmenlerin hepsi İslam'dır. Yalnız dinini de hakki manasıyla bilmezler. Birkaç kelime din konuşan başlarına imam olur. Ben de onu yaptım...
Kaynak: İngiliz casusu "Vambery'nin Günlükleri"

Rus tankları Berlin'e girene kadar, Almanlar Rusya'yı işgal ettiklerine inanıyorlardı.

 Rus tankları Berlin'e girene kadar, Almanlar Rusya'yı

işgal ettiklerine inanıyorlardı.
Çünkü Alman gazeteleri
öyle yazıyordu!
EğEr BİR Ülkenİn kendİ İnsanlarını ALDATAN BİR MEDYASI VARSA, O ülkeNİN bAŞKA DÜŞmANA ihtiyacı yOktur.

hain

 kamu malı çalandır. Kuran'a göre hain

Savasa gerek yok

 Savasa gerek yok

gıdasını boz itikadını boz ahlakını boz
Zihinlerde bozulunca
zaten Savaş
%100 kazanılmış
demektir

Sorgulamaya başladığın zaman bazı şeylerin anlatıldığı gibi olmadığını göreceksin… Halkın karşısında makam sahibi olmaktansa, Hâkk'ın karşısında iman sahibi olmayi tercih ederim. "Kölelere asla özgür olacakları kadar ödeme yapmazlar. Hayatta kalmalarına yetecek kadarını verirler ki çalışmaya devam etsinler." Charles Bukowski

 Firavun, halkını (ahmak yerine koyarak) küçümsedi. Ama yine de ona boyun eğdiler.

Çünkü onlar yoldan çıkmış bir halktı.
Zuhruf Suresi 54. Ayet

Dün "Alimin en mühim vasfı durum her ne olursa olsun hakkı söylemekten çekinmemesidir"demiştik.

 Dün "Alimin en mühim vasfı durum her ne olursa olsun hakkı söylemekten çekinmemesidir"demiştik.

Buna bir misal verelim .
Halife Harun Reşit imam Şafii'yi yemeğe davet eder .
Yemekte bir sinek Harun reşit hz'lerine musallat olup sürekli yüzüne konar.Halife sinekten bir türlü kurtulamaz.Bunun üzerine büyük imama sorar;
Hocam Hz Allah bu sinekleri niçin yarattı , hikmeti nedir ?
İmam Şafii "mağrur sultanları zelil etmek için Sultanım "der ...
Halife bozulur.Bunun üzerine kızmayın sultanım.Emrinizde o kadar asker var bir tanesi sizin yüzünüze izniniz olmadan elini sürebilir mi?
Bugün bu kadar zulüm varken çiçekten böcekten konuşan ,dinin ayrıntıları ile avamı vesvese hastası yapan , guslü bilmeyene tarikatın yüksek ahlak derslerini veren .Dahası zalimlere destek olmak için zalimlerin hata , gaflet ve ihanetlerini bin türlü teville tevil eden sözde alimleri sevmiyoruz desteklemiyoruz.Haklarında iyi de düşünmüyoruz...
Mustafa Kâmil ADITÜRK

*EVLADA KUR’AN-I KERİM OKUTMANIN SEVABI* Bir gün biri Rasulallah’a sordu: -Ya Rasulallah! Bir kimse çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretse ya da öğrettirse, onun sevabı nedir? Rasulallah (s.a.v):

 *EVLADA KUR’AN-I KERİM OKUTMANIN SEVABI*  Bir gün biri Rasulallah’a sordu: -Ya Rasulallah! Bir kimse çocuğuna Kur’an-ı Kerim öğretse ya da ...